| Duello- PoRtaL & ForuM ™ 2009-2010 |
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

| Duello- PoRtaL & ForuM ™ 2009-2010 |


 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  AramaArama  Latest imagesLatest images  Giriş yapGiriş yap  Kayıt OlKayıt Ol  
Dynamic Feed Control
Yükleniyor ...

 

 Edebiyat Konuları 2

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
DueLLoYöneticisi

DueLLoYöneticisi
Admin


<b>Mesaj Sayısı</b> Mesaj Sayısı : 928
<b>Doğum tarihi</b> Doğum tarihi : 06/07/90
<b>Yaşı</b> Yaşı : 34
<b>Nerden</b> Nerden : Antalya
<b>İş/Hobiler</b> İş/Hobiler : Webtasarım - Öğrenci
<b>Lakap</b> Lakap : Site sahibi
<b>Rep Puanı</b> Rep Puanı : 735008

Edebiyat Konuları 2 Empty
MesajKonu: Edebiyat Konuları 2   Edebiyat Konuları 2 I_icon_minitimePtsi Eyl. 14, 2009 8:07 am

ARUZ ÖLÇÜSÜ

Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre , açık (ünlüyle
bitmesi) ya da kapalı (ünsüzle bitmesi) oluşuna göre düzenlenmesidir.

Birinci dizedeki hecelerin özellikleri, ikinci dizedeki hecelerde de sırasıyla aynıdır.

Aruz ölçüsünün belli kalıpları vardır. Bu kalıplar kısa hecelerin nokta
(.), uzun hecelerin çizgiyle (—) gösterilmesiyle düzenlenir.

Hecelerin özelliklerinin gösterildiği bu işaretlerin adlandırıldığı kalıplar vardır.

mef û lü me fâ î lü me fâ î lü fe û lün

Sorularda aruz vezninin yapısıyla ilgili herhangi bir soru sorulmuyor. Bu nedenle fazla ayrıntıya girmeyelim.

Aruz ölçüsü Türk edebiyatına, Türklerin İslamiyet’i kabul etmesinden
sonra Arap va Fars edebiyatlarından girmiştir. Bu ölçüyle yazılan
elimizdeki en eski eser Kutadgu Bilig’dir.

Divan edebiyatında en güzel şekilde kullanılan aruz ölçüsü, Tanzimat,
Servet-i Fünun ve Fecr-i Ati topluluğundaki sanatçılar tarafından da
kullanılmıştır.

Türk dilinin ses yapısı aruz ölçüsüne pek uygun değildir. Çünkü
Türkçede aruzun temelini oluşturan uzun ünlü yoktur. Bu nedenle aruzun
Türkçeye uygulanmasında birçok hata, zorlamalar görülür. Bunlardan
birkaçını açıklayalım.



İmale

Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır.



Zihaf

İmalenin tersidir. Yani kalıba uydurmak için, Arapça, Farsça sözcüklerdeki uzun heceleri kısa saymaktır.



Ulama

Divan şiirinde en zok kullanılan ses unsurlarından biri de ulamadır.
Ulama yapılan yerlerde ulanan sözcüklerdeki heceler, tek bir sözcükmüş
gibi ayrılır. Elbette bu bir kusur sayılmaz.



KAFİYE (UYAK)

Şiirde dize sonlarında kullanılan aynı ya da benzer seslere kafiye denir. Benzer seslerin sayısına göre dört grupta incelenir.



Yarım Kafiye

Dize sonlarında tek ses benzeşiyorsa yarım kafiye oluşur.

Yandırdın gönlümü aldın keman kaş

Gösterdin zülfünü, eyledin bir hoş

dizelerinde, sonda bulunan “kaş” ve “hoş” sözcüklerinin sonundaki “ş”
sesleri, yani tek ses benzeşiyor; öyleyse burada yarım kafiye vardır.



Tam Kafiye

Dize sonlarında iki ses benzeşiyorsa, tam kafiye kullanılmıştır.

Ürperme veren hayale sık sık

Her bir kapıdan giren karanlık

Çok belli ayak sesinden artık

dizelerinin sonunda kullanılan altı çizili “ık” sesleri, iki sesten oluştuğundan tam kafiye oluşturmuştur.

Bazen dize sonunda uzun okunan tek ünlü benzerliği olabilir. Arapça ve
Farsça sözcüklerde görülen uzun ünlüler iki ses değeri taşır. Yani tam
kafiye oluşturur.

Bir mısra işittim yine ey şah-ı dilarâ

Bir hoşça da bilmem ne demek istedi ammâ

dizelerinde altı çizili “â” sesi iki ses değeri taşıdığından beyitte tam kafiye kullanılmıştır.

Sakin koyu, şen cepheli kasrıyla Küçüksu

Ardında yatan semtinin ormanları kuytu

dizelerinde ise dize sonlarındaki “u” sesleri uzun olmadığından yani tek ses değeri taşıdığından dizelerde yarım kafiye vardır.



Zengin Kafiye

İkiden fazla ses benzerliğine dayanan kafiyedir.

Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık

Yalnız, arabacının dudağında bir ıslık

dizelerinde dize sonlarındaki “lık” sesleri ikiden fazla olduğundan, zengin kafiye oluşturmuştur.

Bazı dizelerde dizelerden birinin sonundaki sözcüğün tamamı diğerinin
sonundaki sözcüğün sesleri arasında bulunabilir. Buna tunç kafiye
denir. Tunç kafiye zengin kafiyenin bir çeşididir.

Ay geçer yıl geçer uzarsa ara

Giyin kara libas yaslan duvara

dizelerinde birinci dizenin sonundaki “ara” sözü, ikinci dizenin
sonundaki “duvara” sözünün sesleri içindedir; yani tunç kafiye
oluşturmuştur.



Cinaslı Kafiye

Yazılışları aynı, anlamları arasında hiçbir ilgi bulunmayan sözcüklerin dize sonlarında kullanılmasıyla oluşan kafiyedir.

Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç

Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç

dizelerinde sonda bulunan “geç” sözcüklerinin sesleri aynıdır. Ancak
birincisi “erken” sözünün karşıtı, diğeri ise “geçmek” fiilinin emir
çekimidir. Dolayısıyla anlamları arasında hiçbir ilgi yoktur; cinaslı
kafiye oluşturmuştur.



REDİF

Dize sonlarında aynı sözcüklerin ya da aynı ses ve görevdeki eklerin
kullanılmasıyla oluşur. Bu, daima kafiyeden sonra gelir. Hatta bazen
dize sonunda kafiye hiç bulunmaz, ses benzerliği redifle sağlanır.

Bu ıslıkla uzayan, dönen, kıvrılan yollar

Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar

dizelerinde “yollar” sözü iki dizede de kullanılmış; dolayısıyla redif
olmuştur. Ondan önceki “kıvrılan” ve “yılan” sözcüklerindeki “ılan”
sesleri ortak olduğundan zengin kafiye oluşmuştur.

Ey köyleri hududa bağlayan yaslı yollar

Dönmeyen yolculara ağlayan yaslı yollar

dizelerinde “yaslı yollar” sözcükleri aynı olduğundan rediftir
“bağlayan” ve “ağlayan” sözcüklerinde ise “bağla-", “ağla-"
sözcüklerindeki “-an” ekleri sıfat-fiildir. Hem sesleri hem görevleri
aynı olan bu ekler, “y” kaynaştırma harfleriyle beraber redif olur.

Bazen dize sonlarındaki eklerin sesleri aynı, görevleri farklı olabilir; bunlar redif sanılmamalıdır.

Bir noktada birleşmiş vatanın dört bucağı

Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı

dizelerinin sonundaki “bucağı” ve “ocağı” sözcüklerindeki “ı” eklerinin
görevleri farklıdır. Birincide iyelik eki olan bu ek diğerinde hal
ekidir, dolayısıyla redif oluşturmamıştır, “cağı” sesleri zengin kafiye
oluşturmuştur.



KAFİYE ÖRGÜSÜ

Dörtlüklerde birbiriyle kafiyeli dizeler değişik şekillerde dizilir. Bu dizilişe kafiye örgüsü denir. Üç grupta incelenir.



1. Çapraz Kafiye

Dörtlüğün birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerinin kendi
arasında kafiyeli olmasıdır. Aşağıdaki şiirin birbiriyle kafiyeli
dizelerini aynı sembolle gösterirsek daha kolay anlaşılır:

Bağından her güzel bir gül seçerdi

T.K. Redif
____
a

Bundan mı sarardın, soldun, ey gönül

T.K. Redif
____
b

Kadınlar geçerdi, kızlar geçerdi

T.K. Redif
____
a

Bir zaman aşk için yoldun ey gönül

T.K. Redif
____
b


Görüldüğü gibi dörtlükte birinci dizeyle üçüncü dize, ikinci dizeyle
dördüncü dize kafiyelidir. Bu, çapraz kafiye düzeni demektir.



2. Düz Kafiye

Dörtlüğün birinci dizesiyle ikinci, üçüncü dizesiyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır.

Nice günler bu şeametli ölüm

T.K.
____
a

Oldu çok kimseye bir gizli düğüm

T.K.
____
a

Nice günler bakarak dalgalara

T.K. Redif
____
b

Dediler: “Uğradı Leyla nazara

T.K. Redif
____
b




3. Sarma Kafiye

Dörtlüğün birinciyle dördüncü, ikinciyle üçüncü dizelerinin kafiyeli olmasıdır.

En son Bektaş Ağa çöktü diz üstü

T.K.
____
a

Titrek elleriyle gererken yayı

T.K. Redif
____
b

Her yandan bir merak sardı alayı

T.K. Redif
____
b

Ok uçtu, hedefin kalbine düştü

T.K.
-----
a


Bu tür bir kafiyelenme Halk şiiri ve Divan şiirinde görülmez Halk
şiirinde koşma tipi kafiye, mani tipi kafiye gibi kafiye örgüleri
vardır. Divan şiirinde ise gazel, mesnevi, rübai tipi kafiyelenme
görülür.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://duello.goalsoccer.net
 
Edebiyat Konuları 2
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Edebiyat Konuları 5
» Edebiyat Konuları
» Edebiyat Konuları 3
» Edebiyat Konuları 4
» Tartışma Konuları

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| Duello- PoRtaL & ForuM ™ 2009-2010 |  ::    Duello Kültür :: Edebiyat/Felsefe/Şiirler :: EDEBİYAT-
Buraya geçin: